15 Ekim 2011 Cumartesi

ON TANE ADAM


On tane birbirinden farklı adamla tanıştım yakın zamanda.. O kadar farklılar ki, hem birbirlerinden hem de çevrelerinden… Maharetlerine  şaşırmakla geçiyo günlerim.. şaırmak dediysem, hayran olmadan bi önceki aşama işte… bi kere bu on tane adamın hepsi “Allah özene bezene yaratmış” cümlesini en çok ben haklı çıkarıcam diye yemin etmiş olmalı ki hangisinin daha yakışıklı olduğuna pek karar veremiyorum. Yani evet karınlarında baklavaları yok belki ama kendi pufuduklarında o kadar yakşıklılar ki olmaz olsun baklava diyorum : ) Gözlerimi ayıramıyorum filan bakarken.. Gülçin diyorum, on tane yaa diyorum, ayıp değil mi diyorum… İçimdeki Sincanlı durur mu? “nesi ayıp be, benim hepsi, hem güzele bakmak…” diye ağzını köpürte köpürte konuşuyo durmaksızın..dokunmaya çalışıyorum gördükçe, evet hepsine birden.. hepini hissetmek istiyorum, dokundukça heyecanlanıyorum, kalbim bi yerlerde bi tur atıp geliyo … Bi de yüce rabbim durmamış, ne kadar yetenek varsa hepsini bu on adam arasında bölüştürmemiş mi? “Yani yakışıklı filan da boş biraz” bile diyemiyo insan onuna birden.. kiminin müzik yeteneği, kiminin yazma yeteneği, kiminin  yemek yapmaları filan, kiminin kıvrak becerileri..Daha da neler var…  Hepsinin ismi aynı ama, o biraz değişik: parmak… Hepsi dünyanın en güzel yerinde senin ellerinde yaşıyolar sevgilim… Sıfatları farklı biraz, kimisi başı çekiyo, kimisi biraz edepsiz, kimisi serçe narinliğinde, bi kaç tane de işaret etmeyi seven filan var ama hepsinin adı ne hikmetse parmak..Ve ben onların hepsine birden aşık oldum galiba.. Bugün hepsini ayrı ayrı çok özlüyorum, hepsini koklamak, belimde kavuşturmak istiyorum, seni çok seviyorum bitanem.. Günlerden on tane adam.. Sevgiler…